Pasifik Eurasia Asya-Avrupa hattında yeni kapılar aralıyor
18/11/2024 - 09:50:00
Asya’dan Avrupa’ya Demir İpek Yolu hayalinin hayat bulması için 2019 yılından bu yana birçok güçlü projeye imza atan Pasifik Eurasia, uluslararası taşımacılık alanında faaliyet gösterecek ilk özel demiryolu tren işletmecisini kurarak sektöre yeni bir soluk getirdi. “Pasifik Eurasia olarak demiryolu taşımacılığını merkeze alarak, Asya ve Avrupa arasında hızlı, güvenli ve sürdürülebilir lojistik çözümler sunmak istiyoruz” diyen Pasifik Eurasia Yönetim Kurulu Başkanı F. Nusret Dur, 2019’dan bugüne yürüttükleri çalışmalar ve geleceğe dönük büyüme planlarını anlattı.
Bakü-Tiflis-Kars hattı üzerindeki yoğun çalışmalarınızın sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu hattın modernizasyonu Pasifik Eurasia’nın lojistik operasyonlarına nasıl katkı sağladı?
Bakü Tiflis Kars hattı sizlerin de bildiği üzere ülkemizin doğu coğrafyasıyla olan bağlantısını sağlayan demiryolu hattıdır. 2017 yılında açılmış olup, hattın kapasitesi yıldan yıla artış göstermiş, ray genişliklerinden kaynaklı olarak hatta zorunlu olan vagon değişimi istasyonlarında yapılan iyileştirmeler ve geçen yıl yapılan kapasite artırımı çalışmaları sonuçlarını vermeye bu yılın ikinci yarısı itibariyle başlamıştır. Sonuçta bu hat Çin’den Avrupa’ya ülkemiz üzerinden uzanan orta koridorun en önemli parçasıdır. Çin Avrupa arasındaki lojistik güzergahlardan kuzeyde yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı ve güneyde denizyollarında yaşanan jeopolitik gerginlikler orta koridoru daha avantajlı hale getirmiştir. Yapılan yatırımlarda bu öngörülerin ve etkilerin sonuçlarıdır. Modernizasyon çalışmaları sonrasında yıllık kapasite 5 milyon tona yükselmiş olup, hali hazırda yıllık 1 milyon ton olan hacmin önümüzdeki dönemde 5 kat artacağına da işarettir.
Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde şirket olarak 2019 yılında faaliyete başladığımız BTK hattı demiryolu taşımaları günden güne artış göstermiş, Çin-Türkiye-Avrupa ilk blok tren seferleri gerçekleşebilmiş, bu yılın ikinci yarısı itibariyle de taşıma hacimleri büyük ölçüde artmaya başlamıştır. Pasifik olarak BTK güzergahında Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, Çin, diğer Türk Cumhuriyetleri ile yapılan iş birliği anlaşmalarının yanı sıra, Avrupa tarafında da büyük demiryolu şirketleriyle partnerlik anlaşmaları yapılarak Çin’den Avrupa’ya kesintisiz bir lojistiğin önü açtık. Kısacası şirket olarak biz orta koridordaki potansiyele inanarak çıktığımız bu yolda yaşanan süreçler, yaptığımız yatırımların ne kadar doğru bir noktada olduğunu da bizlere göstermiştir. Önümüzdeki dönemde bu güzergahtaki iş hacmimizin giderek artacağına hep birlikte şahit olacağız.
‘ULUSLARARASI ALANDA TAŞIMA YAPACAK İLK DTİ ŞİRKETİNİ KURDUK’
Demiryolu taşımacılığı üzerine yaptığınız yatırımlar ve özellikle bu yıl planladığınız Pasifik Eurasia trenlerinin devreye girmesiyle, sektör üzerinde nasıl bir etki yaratmayı hedefliyorsunuz?
İfade ettiğiniz bu kavram jargonda Demiryolu Tren İşletmeciliğidir. Biz Pasifik Eurasia DTİ olarak özel sektörün ülkemizde üçüncü demiryolu tren işletmecisiyiz. Ancak çok bariz bir farkımız var. Şöyle ki; bizden önceki DTİ’ler yurt içi kendi yüklerini taşımak ve maliyetlerini yönetebilmek için bu şirketleri kurmuşken, biz uluslararası taşımaları hedefe koyarak, tüm sektöre hizmet etmek amacıyla kurulmuş ilk DTİ şirketiyiz. DTİ kavramını ve ne içerdiğini de kısaca anlatmak istiyorum. Ülkemizde herhangi bir yükün demiryolu ile taşınabilmesi için TCDD Taşımacılık A.Ş. lokomotif ve vagonları kullanılmakta ve bunun karşılığında navlun ücreti tahsil edilmektedir. TCDD Taşımacılık A.Ş. ise bu taşımayı TCDD’den aldığı alt yapı hizmetleri sayesinde gerçekleştirdiğinden buna ilişkin maliyetleri TCDD’ye ödemektedir. Ülkemizde DTİ olan herhangi bir özel sektör şirketinin bu faaliyete başlamasıyla birlikte aynı TCDD Taşımacılık A.Ş. gibi TCDD’den alt yapı hizmeti almakta ve maliyetlerini de karşılamaktadır. Taşımanın yapılabilmesi için gereken lokomotif, vagon ve personel ise DTİ şirketinin kendi bünyesindedir. Bu kapsamda biz de kendi lokomotif, vagon ve çalışanlarımızla birlikte 18 Ekim 2024 tarihi itibariyle yukarıda da ifade ettiğim gibi sektörün tamamına uluslararası taşıma hizmeti sunmaya başladık. Özel sektörün dinamizmi sayesinde sunulan bu hizmet, ülkemizde demiryolunun gelişimi açısından çok kritik bir aşamadır. 2053 Ulaştırma Vizyon Planı kapsamında bakanlığın demiryolunun uluslararası taşımalardaki hali hazırda yüzde 1 olan payının ilk etapta yüzde 5 sonrasında ise yüzde 20’ye çıkarılması hedefini de destekleyen bu yatırımımızın hem ülkemize hem de sektöre hayırlı olmasını temenni ediyoruz.
Pasifik Eurasia olarak demiryolu taşımacılığını merkeze alarak, Asya ve Avrupa arasında hızlı, güvenli ve sürdürülebilir lojistik çözümler sunmak istiyoruz. Bu süreçte, Avrupa ve Çin ile daha güçlü iş birlikleri kurarak sektöre yeni bir soluk getireceğiz.
İntermodal taşımacılığın lojistik sektöründeki önemi gittikçe artıyor. Bu alandaki stratejinizi nasıl tanımlarsınız? Hangi taşıma modlarını birleştirerek verimliliği artırıyorsunuz?
İntermodal taşımacılık, lojistik sektöründe verimliliği artırmak ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak açısından büyük önem taşıyor. Pasifik Eurasia olarak bu alandaki stratejimizi şu şekilde tanımlayabiliriz:
Çok Modlu Taşımacılık Kullanımı: İntermodal taşımacılıkta, karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu gibi farklı taşıma modlarını bir araya getiriyoruz. Bu sayede, her taşıma modunun avantajlarından faydalanarak, yüklerin en hızlı ve en verimli şekilde taşınmasını sağlıyoruz.
Demiryolu Merkezli Taşımacılık: Stratejimizin merkezinde demiryolu taşımacılığı bulunuyor. Demiryolu, büyük hacimli yüklerin uzun mesafelerde ekonomik ve çevre dostu bir şekilde taşınmasını sağlıyor. Özellikle Bakü-Tiflis-Kars hattı gibi önemli demiryolu hatlarını kullanarak, Asya ve Avrupa arasındaki taşımacılığı optimize ediyoruz.
Kombine Taşımacılık: İntermodal taşımacılıkta, yüklerin bir taşıma modundan diğerine aktarılması sırasında herhangi bir işlem yapılmadan taşınmasını sağlıyoruz. Bu, yüklerin güvenliğini artırırken, taşıma süresini ve maliyetleri düşürüyor.
Sürdürülebilir Lojistik: Çevresel sürdürülebilirliği ön planda tutarak, karbon ayak izimizi azaltmayı hedefliyoruz. Demiryolu taşımacılığı, karayoluna göre daha az karbon emisyonu ürettiği için, çevre dostu bir alternatif sunuyor.
Teknolojik Yatırımlar: Lojistik süreçlerimizi dijitalleştirerek ve otomasyon sistemleri kullanarak, operasyonel verimliliği artırıyoruz. Bu sayede, yüklerin izlenebilirliğini ve taşımacılık süreçlerinin şeffaflığını sağlıyoruz.
Bu stratejilerle, Pasifik Eurasia olarak intermodal taşımacılıkta sektörde lider olmayı ve müşterilerimize en verimli lojistik çözümlerini sunmayı hedefliyoruz.
‘İNTERMODAL KABİLİYETİMİZİ ARTIRDIK’
Pasifik Eurasia, başta demiryolu olmak üzere taşımacılık ve lojistik alanında hangi hizmetleri sunuyor?
Pasifik Eurasia, taşımacılık ve lojistik alanında geniş bir hizmet yelpazesi sunuyor. Demiryolu taşımacılığı şirketimizin ana odak noktasıdır. Bakü-Tiflis-Kars hattı gibi önemli demiryolu hatları üzerinden Asya ve Avrupa arasında yük taşımacılığı yapıyoruz. Denizyolu taşımacılığında konteyner, dökme yük ve proje kargo taşımacılığı hizmetleri sunuyoruz. 2023 yılında armatörü olduğumuz PSF PASİFİK gemisi ile intermodal ve multimodal taşımacılık kabiliyetimizi geliştirdik. Havayolu taşımacılığı ile hızlı ve güvenilir hava kargo taşımacılığı hizmetleri ile müşterilerimize esnek çözümler sunuyoruz. Karayolu taşımacılığı ile demiryolu ve denizyolu taşımacılığı ile bütünleşmiş karayolu taşımacılığı hizmetleri sunarak kapıdan kapıya teslimat sağlıyoruz. Görüldüğü üzere farklı taşıma modlarını birleştirerek verimliliği artırıyor. Bu sayede, yüklerin bir taşıma modundan diğerine aktarılması sırasında herhangi bir işlem yapılmadan taşınmasını sağlıyoruz. Terminal hizmetleri alanında ise İstanbul, Köseköy, İzmir, Mersin, Gaziantep, Payas, İskenderun ve Kars yük terminallerimizde yüklerin güvenli ve hızlı bir şekilde elleçlenmesi için modern terminal hizmetleri sunuyoruz.
Lojistik sektöründe giderek artan sürdürülebilirlik talepleri ışığında, Pasifik Eurasia'nın “yeşil lojistik” ve karbon ayak izini azaltma yönündeki stratejileri nelerdir?
Bu konuyu iki açıdan almak daha doğru olacaktır. İlki çevreci bir yaklaşımla gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakabilmek için yapılan çalışmalar. İkincisi ise özellikle Avrupa’da uygulamaya geçecek olan regülasyonlara hızlı adaptasyon ve maliyet yönetimi yaklaşımıdır...
Durumu ilk yaklaşımla değerlendirdiğimizde, sürdürülebilirlik bizim önceliğimiz. Yeşil Lojistik belgemizi aldığımız Ocak 2024'ten bu yana karayolunu sadece kısa mesafeler için kullanıyor ve uzun mesafelerde demiryolu- denizyolu kombinasyonuna ağırlık veriyoruz. Müşterilerimize bunun önemini anlatıyor, pazarlama ve satış söylemlerini buna uygun olarak geliştiriyoruz. Bu duyarlılıkla kendi şirket süreçlerimizde de kâğıt kullanımının azaltılması için sistem çözümleri geliştirme, elektrikli araçların kullanılmaya başlanması, iş süreçlerinde verimlilik analizleri, geri dönüşüm fırsatları vb. konuları önceliklendiriyoruz. DTİ konusunda da tercihimizi elektrikli lokomotiften yana kullandık.
Diğer yandan karbon ayak izi konusunda Avrupa’da 2026 yılından itibaren uygulamaya geçecek olan Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması regülasyonlarının da farkında olarak, müşterilerimize bu bilinçle hareket etmelerini karayolu yerine demiryolunu tercih edebileceklerini, kapıdan kapıya teslim modelleri ile kaliteli hizmet alarak hem de önümüzdeki süreçte ortaya çıkabilecek ilave maliyetlerde kurtulabilme imkânı sunuyoruz. Ülkemizde lojistik halen büyük oranda karayolu ve denizyolu ile gerçekleşiyor. Bu nedenle merkezinde demiryolu taşımaları olan şirketimiz alt yapıların da giderek elektrikli hatlara dönüşmesiyle birlikte, yeşil lojistiğe gelecek dönemde en büyük katkıyı sağlayacaktır.
Türkiye’nin lojistik HUB olma hedefi doğrultusunda Pasifik Eurasia'nın rolü nedir? Avrupa ve Asya arasındaki stratejik konumunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çin ve Orta Asya ile Avrupa arasında ticaretin akışının sağlanabilmesi ancak lojistikle mümkündür. Geçmişten bugüne İpek yolu güzergahı da aslında ticari bir lojistik hat olmuştur. Günümüzde de bu lojistik akış hiç durmamış, giderek artmaya da devam etmiştir. Taşıtlar taşıma araçları değişse de her iki yöndeki bu akış asla durmayacaktır. Dünya Bankası tahminlerine göre orta koridor taşımacılık hacminin 2030 yılında 11 milyon tona ulaşması beklenmektedir. Günümüzde bu lojistik hacim; Kuzey koridoru denilen Rusya Ukrayna Polonya’dan diğer Avrupa ülkelerine, Güney koridoru olarak adlandırılan deniz yolu ile Kızıldeniz/Ümit Burnu üzerinden Avrupa ülkelerine, Orta Koridor denilen Çin, Kazakistan, Hazar Denizi, Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye, Avrupa ülkeleri olmak üzere üç ayrı hat üzerinden akabilmektedir. Bunu yanına Gürcistan limanlarından direkt Avrupa’ya Karadeniz geçişi de mümkündür.
Son yıllarda yaşanan Rusya Ukrayna Savaşı, güneydeki gerginlikler ve denizyolu güzergahlarının uzamasının olumsuz etkileri, tüm yatırımları orta koridora yönlendirmiş, alt yapı iyileştirmeleri, lojistik merkez yatırımları hızlanmış ve Avrupa’ya ya da tersi yönde akış için ülkemiz vazgeçilmez bir konuma gelmiştir. Bununla birlikte kalkınma yolu projeleri, Zengezur yatırımları ve kamunun bu projelere verdiği destekler, bu durumu daha da güçlendirmektedir. Demiryolu ise bu koridorun vazgeçilmezidir. Tam bu noktada 2019 yılından bu yana şirket olarak güzergahtaki tüm ülkelerle anlaşmalar yaptık, Avrupa’da anlaşmalar yaptık, Çin’de ortak şirketler kurduk, orta koridorun tüm gelişimini adım adım takip ettik ve artık adından söz ettiren ve orta koridorda Avrupa’ya kadar tek muhataplık ile kapıdan kapıya lojistik çözüm üretebilen bir şirket yapısı kurduk.
14 Haziran 2023’ te Borsa İstanbul’ da işlem görmeye başlayan Pasifik Eurasia Lojistik Dış Ticaret Anonim Şirketimiz (PASEU), tüm bu çalışmalar sayesinde ülkemizin bölgede bir HUB olarak konumlanmasında, doğudan batıya ya da tersi yönde yük birikme merkezi olmasında, dağıtım ağlarının efektif olarak çalışmasında, Afrika bağlantılarıyla daha da güçlenmesinde en etkin rolü almak için tüm gayretiyle çalışacaktır.